12 Eylül 2011 Pazartesi

Bir Obsesyon Masalı


Adı üstünde, üstesinden gelemediğin, karşı koyamadığın düşünce obsesyon. Anksiyete ile beraber ise ben diyeyim kabus, siz diyin lanet. Her ne ise, tamamen ve sadece kişinin yorumuna bağlı yaşadıkları. Takıyorsun kafayı, çıkamıyorsun işin içinden, bir de biraz endişe varsa beraberinde, kolay gelsin, cidden geliyorlar çünkü...

Düşün düşün boktur işin... Aynı mesele...

Obsesyon, kendisiyle besleniyor. Bayılıyor kendisinden bahsedilmesine, tapıyor kendine, seni de götürüyor kendine. Bir bakmışsın sen onla olmuşsun artık, obsesifsin...O ise ağzı zevkten bir karış açık takılıyor öyle. Onu düşünmediğinde obsesif olmayacaksın ya, o yüzden o sadece onu düşünmeni istiyor. Bir de düşündükçe besleniyor ya, beslendikçe de büyüyor bu meret. Düşünmeyeceksin o yüzden. Def edeceksin başından. Kara sinek gibidir o. Gelir yine. Bir de yüzsüz ki...

Obsesyon sen onu düşündükçe var olur. Başta öyle gibi gelmese de,öyle işte aslında. O der ki "sen beni düşün hep, incele, bir yolunu bulursun, ya öyle yaparsın, ya böyle, ya şu olur, ya bu, bulursun bir yolunu". O bunu der ya, aman ha... Sen onu düşünme. Gelse bile kara sinek, sav başından elinin tersiyle. Bekle... Gidecek az sonra...